Share This Article
Beşiktaş taraftarları, A Millî Takım’da Orkun Kökçü ve Mert Günok’un yedeğe çekilmesinden, Emirhan Topçu’nun ise kadroya dahi davet edilmemesinden şikâyetçi.
Peki, bu tepkilerinde ne ölçüde haklılar?
Uğurcan Çakır’ın Galatasaray’a transferinin ardından kaleyi Mert’ten devraldığını belirten siyah-beyazlı taraftarlar, Orkun’un ise Beşiktaş’a transfer olduktan sonra ilk 11’deki yerini kaybettiğine dikkat çekiyor. Aslında Uğurcan Türkiye’nin geçen Mart’ta oynanan son resmî maçlarında da kaleyi koruyan isimdi. Ancak bu maçlarda Uğurcan’ın oynamasının nedeni, Mert’in sakat olmasıydı. Yani bir başka deyişle Uğurcan, Mert’in “yedeğiydi”. Elbette Mert’in artık 36 yaşında olması bu değişikliği makul kılan bir faktör olarak değerlendirilebilir ama söz konusu kararın zamanlaması Beşiktaşlı taraftarları rahatsız etti. Orkun’un da düzenli olarak ilk 11’de yer bulduğu A Millî Takım’da bir anda yedeğe düşmesi, Beşiktaşlıların hoşnutsuzluğunu daha da artırdı. Beşiktaş’ta sezona formda giren Emirhan Topçu’nun ise millî takıma davet dahi edilmemesi ayrı bir tepki konusu oldu. Yetenekleri ve kapasitesi her zaman tartışılan Samet Akaydın’ın çağrıldığı millî takımda Emirhan Topçu’nun yer bulamaması Vincenzo Montella’nın tercihlerinin Beşiktaşlılarca daha da sorgulanmasına neden oldu. Burada bir parantez de Sergen Yalçın’a açmak lazım. A Millî Takım kadrosunun açıklanmasından iki gün sonra Beşiktaş Teknik Direktörü’nün Alanya’da Emirhan’ı yedeğe çekerek Felix Uduokhai’ye ilk 11’de yer vermesi de 24 yaşındaki oyuncuya yapılan ikinci haksızlık oldu. Yalçın’ın bu kararı, bir anlamda İtalyan meslektaşının tercihini de tasdik etmiş oldu.
Dönelim Beşiktaşlı taraftarların millî takımdaki kadro adaletiyle ilgili şikâyetlerine. Aslında Beşiktaşlıların bu konudaki isyanı bugüne özgü değil. Uzun yıllara dayanan bir tepki söz konusu. Siyah-beyazlı taraftarlar yıllardır millî takımdaki kadro tercihlerinde Beşiktaşlı oyunculara haksızlık yapıldığı görüşünde. Bunun son örneklerinden birine geçen yıl Semih Kılıçsoy’un yüksek formuna rağmen A Millî Takım’da forma şansı bulamamasıyla tanık olduk.
Beşiktaş’ın A Millî Takım’a gönderdiği oyuncu sayısı, Galatasaray ve Fenerbahçe’den davet edilen futbolcu sayısıyla kıyaslandığında senelerdir çok düşük. Son yıllarda bu makasın açılmasında elbette Beşiktaş’taki Türk oyuncu kalitesinin düşmesinin ciddi etkisi var. Ama Beşiktaş’ta sivrilen Türk oyuncular olduğunda bu isimlerin A Millî Takım’da süre bulma şansının genelde Galatasaraylı ve Fenerbahçeli futbolculara göre daha düşük olduğu da bir gerçek.
Ayrıca daha eskilere gittiğimizde karşımıza çıkan tablo daha ilginç. Beşiktaş’ın doksanlı yılların başında üç yıl üst üste şampiyon olan kadrosunda banko oynayan bazı futbolcularının Millî Takım’daki maç sayısını incelediğimizde, Kadir Akbulut’un sadece 1 kez millî formayı giydiğini, Ulvi Güveneroğlu’nun ise hiç millî olamadığını görüyoruz. Bu iki isim de Beşiktaş’ın ligi domine eden unutulmaz kadrosunun vazgeçilmez oyuncularıydı. Beşiktaş’ın efsane üçlüsü Metin-Ali-Feyyaz’ın Ali’sinin millî maç sayısı ise sadece 7. Beşiktaş lobisinin güçsüzlüğü o günlerden beri tartışma konusu.
Sonuç olarak Beşiktaşlı taraftarların haksızlık algısının kökeni aslında yıllar öncesine uzanıyor. Bu tepkide ne derece haklı oldukları artık sizin takdiriniz. Ama böyle bir haksızlık algısı her hâlükârda Türk futbolcuların olası bir transfer rekabetinde Beşiktaş’ı tercih edip etmemesinde belirleyici rol oynama potansiyeline sahip. Ayrıca A Millî Takım, tüm futbolcular için bir uluslararası vitrin. Beşiktaşlı oyuncuların böyle bir vitrinden mahrum kalması da önemli bir handikap.